Kocaeli Mutlu Sonlu Masöz Hazal

Kocaeli Mutlu Sonlu Masöz

Arabadan indiğimde yanımdan, çok kötü kokan yaşlı bir hanım geçti. Kırmızı bir giysi giymişti ve kucağında da yine kırmızı, zayıf ve tek gözü kör bir kedi vardı. Ağıt yakıyordu.  Hayalet gibi yürüyordu, yavaş yavaş. Gözleri yıldızlar şeklinde parlıyordu. Arabadan inmelerini beklerken Kocaeli Mutlu Sonlu Masöz meraklı gözlerle yaşlı kadını izliyordum. Paltosunun kolunu bana doğru savurduğunda garip bir ürperti duydum, kısa bir an için göz göze geldik. Öylesine yoğun bir andı ki ve öylesine derin ve etkileyiciydi ki korktum, bununla birlikte hakkaten, çılgınca korktum. Ters ters fakat canlı bakıyordu. Hiç de aptal durmuyordu ve “İçeride ölümle karşılaşacaksın. Yüreğini yitirdikten sonrasında tekrar geri alamayacaksın yavrum. Ölürsün ve birileri gelip gömütının üstüne toprak atar. Tek bir çiçek bile koyulmaz,” diyordu.

Tüylerim diken diken oldu, o cadı beni büyülemişti. Fakat kulak asmadım, bana doğru gelmekte olan o iki yakışıklı ve tehlikeli delikanlıya gülümsedim. Pino güç bela ayakta durabiliyordu. Yol boyunca ağzını hiç açmamıştı, Roberto ile ben de her süre olduğu benzer biçimde pek konuşmamıştık. Roberto pantolonun cebinden bir tomar anahtar çıkarttı ve içlerinden bir tanesini kilide soktu. Giriş kapısı gıcırdadı, açmak için biraz itti ve nihayetinde arkamızdan gürültüyle kapandı.

Kocaeli Mutlu Sonlu Masöz

Ben hiç mevzuşmuyordum, soracaktır bir şeyim yoktu, ne oluşturmaya giriştiğimizi gayet iyi biliyordum. Yılların yıprattığı merdivenlerden çıkmaya başladık. Apartmanın duvarları öylesine harap duruyorlardı ki birden yıkılabileceklerini, bizim de altında kalıp ölebileceğimiz aklıma geldi ve ürktüm. Çatlaklar vardı, bununla beraber bir sürü. Beyaz ışık veren lambalar, mavi badanalı duvarlarda sanki şeffafmışlar benzer biçimde bir etki bırakıyordu. İçeriden müzik sesinin geldiği kapının önünde durduk. “İçeride birileri mi var?” diye sormuş oldum. “Yoo hayır. Çıkmadan önce radyoyu açık bırakmışız,” diye yanıtladı Roberto. Pino doğruca wcye gitti, kapıyı açık bıraktı. İşediğini görüyordum. Organını elinde tutuyordu, yumuşak ve buru‐ şuktu. Roberto öteki odaya müziğin sesini kısmaya gitti. Ben orada, koridorun ortasında kalmıştım. Çaktırmadan, meraklı gözlerle etrafı inceliyordum.